DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ONS

3.334,69%0,33

BİST100

10.219,40%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Baskı kültüründe zeki ama tembel insan çoktur!”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ödül-ceza psikolojisi konusunu değerlendirdi.

İnsan beyni aldığı eğitime göre tepkisini değiştirir

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insan beyninin ödül-ceza sistemine verdiği tepkilerin hayvan beyninden farklı işlediğini belirterek, modern eğitim anlayışında içsel motivasyonun ön plana çıkarılması gerektiğini söyledi.

Hayvan beyninin cezaya daha önce tepki verdiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “İnsan beyni aldığı eğitime göre tepkisini değiştirir. Çok cezayla yetiştirilmişse cezaya daha erken tepki verir; ödüle ise daha sonra karşılık verir. İnsan bunu değiştirebiliyor, yorumlayabiliyor. Hayvanda ise ceza tepkisi daha hızlıdır. Beyinde negatif olaylara tepki, pozitif olaylara tepkiye göre altı misli daha fazla ve hızlıdır.” dedi.

EEG testleriyle bu durumun ölçüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Beyin negatif uyaranlara 50 milisaniye içinde tepki verirken, pozitif uyaranlara tepki için 300 milisaniye gerekir. Yani beynimiz olumsuz bilgiyi olumluya göre yaklaşık 6 kat daha hızlı algılıyor.” dedi.

Serotonin süreci ödüllendirir, anlam katar

Modern nörobilimde “ödül-ceza” yerine “ödül ve kaçınma yolakları” tanımının kullanıldığını vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, “Köpeğe iyi davranış için şeker vermek, kötü davranış için cezalandırmak işe yarar. Ama insan beyninde sadece dopamin sistemiyle, dışsal motivasyonla ilerlemek kişiyi sahte davranışlara sürükler. Modern anlayış diyor ki, sadece dopamin değil; serotonin sistemini de çalıştırın. Çünkü serotonin süreci ödüllendirir, anlam katar.” diye konuştu.

Süreci ödüllendirin, içsel motivasyon gelişsin

Prof. Dr. Tarhan, insanın karakter ve sorumluluk bilincinin, dışsal ödüllerle değil süreç odaklı eğitimle geliştiğine işaret ederek“Bir insana sürekli ‘şunu yap, al ödül; bunu yap, al destek’ derseniz, içsel motivasyon gelişmez. Hep başkasının gözüne bakan, müdür varken çalışan, kontrol edilmediğinde kaytaran insanlar yetişir. Halbuki insanın özerklik duygusu gelişmeli, yalnız kaldığında da doğruyu yapabilmeli.” ifadesinde bulundu.

Çocuklukta öğrenilen davranışlar tekrarla kişilik haline gelir 

İnsan kişiliğinin yalnızca üçte birinin genetik olduğunu, geri kalanının ise epigenetik yani öğrenilmiş alışkanlıklardan oluştuğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Çocuklukta öğrenilen davranışlar tekrarla kişilik haline gelir. 6 hafta tekrarlarsanız alışkanlık, 6 ay tekrarlarsanız kişilik olur. Epigenetik mekanizmalar sayesinde beyin yanlış dürtüleri kapatabilir, doğru davranışları otomatik hale getirebilir.” şeklinde konuştu.

Baskı kültürleri zeki ama tembel bireyler yetiştiriyor

Prof. Dr. Tarhan, totaliter sistemlerin eğitim anlayışını da dikkat çekerek, “Otoriter, korku odaklı eğitim kültürlerinde insanlar genellikle pasif agresif olur. ‘Evet’ der ama yapmaz. Bu yüzden bu toplumlarda zeki ama tembel insan çoktur. Çünkü dışsal motivasyona bağımlı yetişmişlerdir. Yenilikçi ve girişimci bireyler bu nedenle az çıkar. Güvenli toplumlarda hukuk işler, kişi öngörülemez sürprizlerle karşılaşmaz. Yanlış yaptığında cezalandırılmak yerine öğrenme fırsatı sunulur. Bu yüzden özerklik, risk alma ve yenilikçilik gelişir. İçsel motivasyonun temelinde de bu güven vardır.” ifadelerini kullandı.

Modern çağın en büyük sorunu yalnızlık

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insan ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi için güvenli bağlanma, empati ve içsel motivasyonun önemine dikkat çekerek, “Modern çağın en büyük sorunu yalnızlık. Bunun arkasında egoların şişmesi ve çıkar odaklı yaşam anlayışı var. Oysa insanın çıkar değil, doğruluk odaklı öğrenmesi gerekiyor” dedi.

Güvenli bağlanma ve derin ilişkiler

Prof. Dr. Tarhan, yakın çevre ile kurulan ilişkilerin birey için bir güven alanı olduğunu belirterek, “Bir insanın birinci dereceden yakınlarıyla kurduğu bağlar derin ve anlamlıysa güvenli bağlanma vardır. Ev güven alanıdır. Sosyal ilişkiler de güvenli olabilir fakat anlamlılık açısından daha sınırlıdır” diye konuştu.

Bireylerin yalnızca iş yaşamıyla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, insanların mutlaka amatörce uğraşacağı, keyif alacağı bir meşgalesi olması gerektiğini söyledi.

Narsistik bakış açısı yalnızlaştırıyor

Günümüzde ilişkilerin hızla tüketildiğine işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Şimdilerde ‘sana uymuyorsa git’, ‘yapamıyorsan ayrıl’ gibi yaklaşımlar öne çıkıyor. Bu, narsistik bir bakış açısıdır. ‘Sen değerlisin, sen önemlisin, herkes sana uymak zorunda’ anlayışı insanı yalnızlaştırıyor” şeklinde konuştu.

Çıkarcı olmak mı, erdemli olmak mı?

Kapitalist sistemin çıkar odaklı bir ahlak anlayışı öğrettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Tarhan, “Kapital sistem ‘çıkarcı olmak kârlıdır’ diyor. Ancak içsel motivasyonu önceleyen eğitim anlayışları ‘erdemli olmak kârlıdır’ der. Çünkü erdemli olan kişi orta ve uzun vadede kazanır, çıkarcı olan ise kısa vadede kazansa da sonunda kaybeder” diye konuştu.

Pozitif disiplin ve ödül sistemi

Öğrenme süreçlerinde ödülün esas, cezanın ise istisna olması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Beyin korkuyla değil, anlam ve amaç odaklı öğrenmeyle kalıcı şekilde öğrenir. Çocuklara hata yaptıklarında bağırmak ya da cezalandırmak yerine, o hatayı bir öğrenme fırsatına dönüştürmek gerekir. Böylece çocukta suçluluk yerine sorumluluk ve empati gelişir.” ifadesinde bulundu.

İçsel motivasyonun 3 temel unsuru

Prof. Dr. Tarhan, bireyde yetkinlik, özerklik ve kendini aşan bir amacın varlığının içsel motivasyonun temel unsurları olduğunu belirterek, “Dış ödül odaklı kişiler rüzgârla giden yelkenli gibidir. Rüzgâr yoksa ilerleyemezler. İçsel motivasyonu olan kişiler ise buharlı gemi gibidir; kendi gücüyle yol alabilir. Bu nedenle eğitim sistemleri bireye içsel motivasyonu öğretmelidir” dedi.

İnsanın kendini değerlendirme biçimi ilişkilerini doğrudan etkiliyor

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanın kendini değerlendirme biçiminin hem kişisel gelişimi hem de toplumsal ilişkileri doğrudan etkilediğini dile getirerek, “Öz güven, kişinin olumlu yönlerini görüp onları öne çıkarırken olumsuz yönlerine karşı da önlem almasını sağlar. Ancak öz beğeni, kişinin kendini kusursuz görmesine yol açar. Bu da narsistik kişilik yapısına zemin hazırlar” diye konuştu.

Fedakârlık şeması merhamet yorgunluğuna yol açar

Prof. Dr. Tarhan, bazı kişilik yapılarında fedakârlığın aşırıya kaçtığını kaydederek, “Fedakârlık şeması olan kişiler herkese iyilik yapmak zorunda hisseder. İyilik yaptığında iyi, yapmadığında kötü bir insan olduğunu düşünür. Hak edene de etmeyene de aynı şekilde davranır. Karşılığında nankörlük gördüğünde ise yıkılır, kendini suçlar. Bu noktada suçluluk duygusu gerekçesi biliniyorsa öğrenmeye dönüşür; ama gerekçesiz suçluluk hastalıktır. Yoğun suçluluk ve yetersizlik duyguları depresyon belirtileridir.” ifadesinde bulundu.

İnsan kendini aldatma ustasıdır

İnsanın en büyük tuzaklarından birinin zihinsel zaafları olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, “İnsan çok zeki olmasına rağmen aptalca şeyler yapabilir. Çünkü insan kendi kendini aldatma ustasıdır. Hızlı kararlar çoğu zaman zihinsel tuzaklara yol açar. İçsel motivasyonu güçlü olanlar ise olayları daha iyi analiz eder ve cezaya gerek kalmadan doğruyu seçer” diye konuştu.

Fiziksel görünüm kutsallaştırıldı, toplum dopamin bağımlısı oldu

Sosyal medyanın fiziksel görünüme aşırı vurgu yaptığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Bugün gençsen, güzelsen, yakışıklıysan değerlisin; değilsen değersizsin anlayışı hâkim. Hollywood dopamin endüstrisi gibi çalışıyor. Oysa asıl olan serotonin toplumudur. Anlam, sanat, edebiyat, şiir ve kendini aşan amaçlarla elde edilen mutluluk daha kalıcıdır. Dopamin toplumu tüketim kültürünü körüklerken, serotonin toplumu erdemi ve anlamı öne çıkarır” şeklinde konuştu.

Özgürlük sorumlulukla dengelenmeli

Prof. Dr. Tarhan, özgürlüğün yanlış anlaşıldığını belirterek, “İnsan özgürdür ama sorumsuz değildir. Başkasına da kendine de zarar verme özgürlüğü yoktur. Örneğin bağımlılık tedavisinde kişi algıları bozulduğu için kendi kararını veremez. Böyle durumlarda zorunlu tedavi uygulanır. Özgürlük, sorumlulukla dengelenirse gerçek anlamına kavuşur. Özgürüz ama sorumsuz değiliz. Özgürüz diye başkasına zarar verme özgürlüğümüz yok. Kendimize de zarar verme özgürlüğümüz yok.” dedi.

Karma inancı ve yüksek bir anlamın parçası olmak güven sağlar

İnsanın belirsizliğe tahammül edemediğini hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, “Beyin belirsizliği tehdit olarak algılar. Bu nedenle insan yaşadığı olayları mutlaka anlamlandırmak ister. İnanç sistemleri, kültür ya da yüksek bir amaca bağlanma bu noktada devreye girer. Kişi kendini daha büyük bir anlamın parçası hissettiğinde belirsizlik azalır, güven duygusu artar. Anlam ve inanç, insan zihninde koruyucu bir kalkan görevi görür. İnsan yaşadığı olayları anlamlandırıyor ve bir inancın parçası oluyor. Karma da anlamlandırma yapıyor. Yüksek bir anlamın parçası olmak kişi de belirsizliği gideriyor. Kendini güvende hissediyor. Korkular azalıyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Mevsimsel depresyonun önlenmesi için bu tavsiyelere dikkat!

HIZLI YORUM YAP