DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ONS

3.334,69%0,33

BİST100

10.219,40%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

16 Aralık 2025 Salı

DİĞER YAZARLARIMIZ

Organlarınızın Yaşı Biyolojik Yaşınızla Aynı mı?

Organlarınızın Yaşı Biyolojik Yaşınızla Aynı mı?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yaş, sadece nüfus cüzdanında yazan bir sayı değil. Bilim, vücudumuzdaki her organın kendi hızında ve biyolojik yaşımızdan bağımsız olarak yaşlandığını gösteriyor. Genetik etkenler, yaşam tarzımız gibi değişkenlerle organlarımızın yaşlanma hızı biyolojik yaşımızdan daha hızlı olabilir. Tüm bunların getirdiği risklerin en başında ise organ bazlı sağlık sorunları geliyor. Örneğin; kalp biyolojik yaşı kronolojik yaştan belirgin derecede büyük olan birinde, kalp krizi riski onlarca yıl önceden öngörülebiliyor, hızlı yaşlanmakta olan böbrekler, ileride böbrek yetmezliği, metabolik ve kardiyovasküler sorunlar için uyarı sinyali oluyor. Kronolojik yaşın sadece doğum tarihinizden beri geçen süreyi anlattığını, biyolojik yaşın ise hücrelerinizin, dokularınızın ve organlarınızın gerçek sağlık durumunu, yıpranmanın boyutunu gösteren bir ölçümü olduğunu söyleyen Acıbadem Life Danışmanı, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Ertürk organ yaşlanmasını ve erken tespit olanaklarını anlatıyor. 

Organlarımız Aynı Yaşta Değil! Biyolojik Yaş Gerçeği

Organların farklı yaşlarda olması ilk duyulduğunda şaşırtıcı gelebilir; ancak modern biyogerontoloji bunu açıkça ortaya koyuyor. Vücudumuzun tek bir yaşa sahip olmadığını söyleyen Acıbadem Life Danışmanı, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Ertürk; “Her organ ve sistem kendi hızında yaşlanıyor. Kronolojik yaş sadece doğduğunuz günden bugüne geçen süreyi anlatırken, biyolojik yaş hücrelerin ve dokuların gerçek sağlık durumunu ölçen bir “iç saat” görevi görüyor. Biyolojik yaşın hesaplanmasında öne çıkan yöntemlerden biri olan epigenetik saatler ise DNA üzerindeki belirli CpG bölgelerini inceliyor. Bu noktaların üzerindeki metilasyon adı verilen kimyasal işaretler zamanla değişiyor ve bu değişim yaşlanma hızımız hakkında güçlü ipuçları veriyor. Epigenetik saatler bu CpG bölgelerindeki desenleri analiz ederek kişinin biyolojik yaşını ve kronolojik yaştan ne kadar sapma olduğunu hesaplıyor. Böylece vücudun gerçekten kaç yaşında olduğunu ve hangi hızla yaşlandığını görmek mümkün hâle geliyor” diyor. 

Kalbiniz 40, Böbreğiniz 60, Bağışıklık Sisteminiz 70 Yaşında Olabilir

İlk geliştirilen epigenetik saatlerin, tüm vücudu tek bir biyolojik yaş skoruyla özetlediğini söyleyen Dr. Halil Ertürk; “Ancak yeni nesil teknolojiler, artık her organın kendi yaşını ayrı ayrı hesaplayabiliyor. Bu gelişmiş modeller; kalp, böbrek, karaciğer, beyin ve bağışıklık sistemi gibi temel organ ve sistemlerin biyolojik yaşlarını birbirinden bağımsız olarak değerlendiriyor. Böylece kronolojik olarak 50 yaşında olan bir kişinin analizinde kalbinin 40, böbreğinin 60, bağışıklık sisteminin ise 70 yaşında olması mümkün olabiliyor. Bu farklılıklar, organların yaşam boyunca maruz kaldığı yüklerin ve yıpranmanın gerçek boyutunu daha net gösteriyor” ifadelerini kullanıyor. 

Sigara Akciğerleri, Şeker Damarları, Stres Kalbi Yaşlandırıyor 

Organların yaşlanma hızını belirleyen en önemli etkenlerden birinin yaşam boyunca maruz kalınan stres türleri olduğuna dikkat çeken Acıbadem Life Danışmanı, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Ertürk, “Sigara ve hava kirliliği akciğerleri zorlayıp erken yaşlandırırken, hipertansiyon kalp ve böbrek üzerinde baskı oluşturuyor. Yüksek şeker ve insülin direnci karaciğeri ve damar sistemini yoruyor. Kronik stres ise hem beyni hem de kardiyometabolik sistemi hızla yıpratabiliyor” diyor.  

Kan Testi ile Biyolojik Yaş Ölçümü 

Stanford Üniversitesi’nin geniş katılımlı kohort çalışmalarında, kandaki binlerce proteini analiz eden makine öğrenimi modelleri kullanılarak 11 farklı organın biyolojik yaşı hesaplandığını söyleyen Dr. Halil Ertürk, “Bulgular çarpıcıydı. Çünkü sağlıklı görünen yetişkinlerin yaklaşık %20’sinde en az bir organın beklenenden daha hızlı yaşlandığı, %1–2’sinde ise birden fazla organın hızla yaşlandığı tespit edildi. Bu hızlı yaşlanmanın, ilgili organlarla bağlantılı hastalık riskini belirgin şekilde artırdığı ve ölüm oranlarında %20–50 arasında değişen bir artışla ilişkili olduğu görüldü. Yani dışarıdan sağlıklı görünen bireylerde bile iç organların erken uyarı sinyalleri yıllar öncesinden okunabiliyor. Bu organ yaş farkları, kronik hastalık ve sağlıklı yaşam süresini öngörmede güçlü bir araç haline geliyor” ifadelerini kullanıyor.  

Kalp Yaşı ile Kalp Krizi Riski 10 Yıl Önceden Belirlenebilir

Hızlı yaşlanan organların, gelecekteki genel sağlık durumunu belirlemekte önemli rol oynadığını belirten Acıbadem Life Danışmanı, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Ertürk, “Örneğin kalp biyolojik yaşı kronolojik yaştan belirgin derecede büyük olan birinde, kalp krizi riski onlarca yıl önceden öngörülebiliyor. Hızlı yaşlanmakta olan böbrekler, ileride böbrek yetmezliği, metabolik ve kardiyovasküler sorunlar için uyarı sinyali oluyor. Organa özgü biyolojik yaş ölçümleri, kişiselleştirilmiş önleyici tıbbın temel araçlarından birisidir. Ancak bu testlerin, klinik bulgular, yaşam tarzı, genetik riskler ve görüntüleme sonuçlarıyla birlikte, konuyu bilen hekimler tarafından yorumlanması şart. Amaç, sadece “böbreğin 80, kalbin 40 yaşında” demek değil; bu farkın nedenlerini anlamak, beslenme, egzersiz, uyku, stres yönetimi uygulamaları, yaşlanmanın kök nedenlerine yönelik ileri tedaviler ve yenileyici tedavi yaklaşımlarıyla organın yaşlanma hızını yavaşlatmak, mümkünse biyolojik yaşını geri çekmek olmalıdır” diyor. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Kırmızı Başlıklı Kız Müzikali Keçiören’de Çocuklarla Buluştu

Kırmızı Başlıklı Kız Müzikali Keçiören’de Çocuklarla Buluştu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Keçiören Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nda sahnelenen Kırmızı Başlıklı Kız müzikali minik izleyicilerden yoğun ilgi gördü. Müzik ve tiyatronun bir araya geldiği oyun, çocuklara eğlenceli ve öğretici anlar yaşattı.

Tek perde olarak sahnelenen çocuk oyunu, hafta sonu Keçiörenli ailelerin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nu dolduran çocuklar, tiyatronun büyülü atmosferinde keyifli dakikalar yaşadı. Daha önce sahnelenen ‘Tembel Ayşe’ müzikalinin ardından çocuklar, bu kez ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ müzikaliyle tiyatronun renkli dünyasında yeniden buluştu.

Doğa ve hayvan sevgisi vurgusu

Kırmızı Başlıklı Kız müzikali; çocuklara doğayı ve hayvanları sevmenin, ağaçlara zarar vermemenin, çevreyi korumanın ve hayvan sevgisinin önemini eğlenceli bir dille aktardı. Oyunda, hayvanlar için su ve mama kapları bırakılması gibi hayvan sevgisi ve farkındalık bilincini artırmaya yönelik mesajlar öne çıkarken, minik izleyiciler hem eğlendi hem de öğretici bir tiyatro deneyimi yaşadı.

Çocuklar ve ailelerden büyük beğeni

Oyunun ardından duygularını ifade eden minik izleyiciler, Kırmızı Başlıklı Kız müzikalini çok sevdiklerini belirterek bu tür etkinlikleri çok sevdiklerini söyledi. Tiyatroda çocuklarıyla keyifli anlar yaşayan aileler ise Keçiören Belediyesi’nin çocuklara yönelik kültür ve sanat faaliyetlerine verdiği önemi memnuniyetle takip ettiklerini belirtip Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan ve ekibine teşekkür etti.

“Çocuklarımızı sanatla buluşturmaya devam edeceğiz”

Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, çocuklara yönelik kültür ve sanat etkinliklerine büyük önem verdiklerini belirterek şunları söyledi: “Çocuklarımızın sanatsal, kültürel ve çevresel farkındalıklarının gelişmesi bizim için çok kıymetli. Tiyatro oyunlarımızla çocuklarımızı hem eğlendiriyor hem de doğa ve hayvan sevgisi gibi önemli değerlerle buluşturuyoruz. Keçiören Belediyesi olarak, geleceğimizin teminatı olan minik hemşehrilerimizi sanatla buluşturmaya devam edeceğiz.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Şehit Üsteğmen Tunahan Yavuz, şehadetinin 3. yılında Mudanya’da anıldı

Şehit Üsteğmen Tunahan Yavuz, şehadetinin 3. yılında Mudanya’da anıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Pençe-Kilit Operasyonu’nda şehit düşen Bursalı Piyade Komando Üsteğmen Tunahan Yavuz, şehadetinin 3. yıl dönümünde Mudanya’daki şehitlikte düzenlenen törenle anıldı.

Anma programına, şehidin ailesinin yanı sıra Tatvan 10. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Tahir Kılıç, Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Mudanya Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Aydoğan, ilçe protokolü, askeri yetkililer, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Törende Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi.

Devamını Oku

Tek elle telefon kullanan herkesi ilgilendiriyor

Tek elle telefon kullanan herkesi ilgilendiriyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Büyükerik, akıllı telefonların iki elle kullanım için tasarlanmasına rağmen, pek çok kişinin pratiklik nedeniyle tek eli tercih ettiğini ifade etti.

Büyükerik, ‘Bu alışkanlık özellikle başparmak üzerinde aşırı yük oluşturuyor. Tek elle kullanım başparmak hareketlerini sürekli tekrarlayan bir döngüye sokuyor. Elin diğer bölümü ise telefonu kavramak için gereğinden fazla gergin kalıyor. Bu durum zamanla ağrıya, performans kaybına ve fonksiyonel kısıtlılığa yol açabiliyor.’ değerlendirmesinde bulundu.

Tek elle telefon tutmanın yalnızca başparmağı değil, elin diğer parmaklarını da etkilediğini anlatan Büyükerik, özellikle ‘serçe parmak’ olarak bilinen beşinci parmakta son yıllarda dikkati çeken deformiteler geliştiğini vurguladı.

Büyükerik, ‘Smartphone pinky’ olarak adlandırılan bu durum giderek yaygınlaşıyor. Özellikle gençler telefonun alt kısmını taşımak için küçük parmaklarını sürekli bükülü pozisyonda kullanıyor.’ ifadelerini kullandı.

Bu pozisyonun küçük parmak eklemi üzerinde tekrarlayıcı baskı oluşturduğunu belirten Büyükerik, zaman içinde PIP ekleminde çukurlaşma, hafif eğilme, yana kayma ve kemik üzerinde girinti benzeri şekil değişikliklerinin görülebildiğini ve bunların genellikle yumuşak dokuların kronik basınca uyum sağlamasından kaynaklandığını kaydetti.

– ‘Küçük parmağı taşıyıcı destek olarak kullanmaktan kaçınılmalıdır’

Büyükerik, beşinci parmakta oluşabilecek şekil değişikliklerinin büyük ölçüde önlenebilir olduğunu vurgulayarak, şu önerilerde bulundu:

‘Telefonu mümkün olduğunca iki elle kullanmak gerekir. Küçük parmağı taşıyıcı destek olarak kullanmaktan kaçınılmalıdır. Kısa kullanım aralıkları ve düzenli dinlenme molaları verilmelidir. El ve parmaklara yönelik basit germe egzersizlerini gün içine yaymak gerekir. Telefon halkaları ve ergonomik tutuş aparatlarını doğru konumlandırarak yük azaltılmalıdır. Bu önlemler özellikle gençlerde uzun süreli deformite gelişimini belirgin şekilde azaltabilir.’

Büyükerik, bilek ve parmaklarda sürekli tekrar eden bükme-açma hareketleri, uygunsuz duruş ve uzun süreli statik pozisyonların kaslara giden kan akımını azalttığını, bu durumun kas yorgunluğunu artırırken, karpal tünel sendromu riskini de yükseltebildiğini kaydetti.

Akıllı telefon kullanımının el kasları üzerindeki uzun dönem etkilerinin gelecekte yapılacak daha kapsamlı çalışmalarla netleşeceğini, erken yaşta doğru kullanım alışkanlığı kazanmanın önemli olduğunu ifade eden Büyükerik, ‘Gençlerde sağlıklı kullanım davranışlarının yerleşmesi, ilerleyen yaşlarda gelişebilecek tendon, eklem ve sinir sorunlarını önemli ölçüde azaltacaktır.’ değerlendirmesini yaptı.

Devamını Oku

Denizli’de fabrikada yangın

Denizli’de fabrikada yangın
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Denizli’nin Çardak ilçesinde filtre sistemleri üretimi yapılan bir fabrikada yangın çıktı. Bölgeye sevk edilen itfaiye ekipleri, yangına müdahale ediyor. Çardak Organize Sanayi Bölgesi’nde filtre sistemleri üretilen bir fabrikanın depo kısmında, saat 09.00 sıralarında yangın çıktı. Alevler kısa sürede yayılarak fabrikanın büyük bölümünü sardı.

FABRİKADAN YÜKSELEN DUMANLAR, İLÇENİN PEK ÇOK NOKTASINDA GÖRÜNÜYOR

Çevredekilerin ihbarı üzerine adrese çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Fabrikadan yükselen simsiyah dumanlar ilçenin pek çok noktasından görünürken, itfaiye ekipleri yangını büyük ölçüde kontrol altına aldı.

Devamını Oku